Sodyum eksikliği, birey vücudunda en fazla miktarda yer alan minerallerden birinin yeterli seviyede olmaması ile ilgilidir. Sodyum damarlardaki kanın miktarını ve tansiyonunu ayarlar. Sofra tuzu ve diğer tuzlardan sodyum gereği karşılanır. Biyolojik adı "hiponatremi"dir. Sodyum eksikliği, kan serumunda yer alan sodyumun düzeyinin (135 meq/l) altına düşmesi ile meydana gelen elektrolit bir meseledir. İnsan vücudunda çok su birikmesi veya fazla miktarda sodyum kaybıyla meydana çıkar.

Bu hemostazın (Beden dengesi) bozulmasının farklı sebepleri vardır. Bunlar;

Sodyum, bedende kan basıncını tertip eden, adale ve sinir hücresinin düzgün çalışmasını imkânı sunan bir elektrolittir. Kanın içindeki normal sodyum seviyesi değerleri 135 -145 mEq/L olarak da onay edilmektedir. Sodyum eksikliğinde görülebilen sağlık sorunları veya belirtiler arasında en çok; iştah kaybı, bulantı, öğürme, zihin karışıklığı, beyin fonksiyonlarında azalma, adale krampları bulunmaktadır. Bu belirtiler sodyumun hangi ölçüt arasında olduğuna ve eksikliğinin ne denli zamandır devam ettiğine ilişkin olarak da değişebilir.

Sodyum eksikliğinde önce görülebilen sorunlar mide ve bağırsaklarda yaşananlardır. Sodyumun azalmasıyla beraber iştah kaybı başlar, öğürme ve mide bulantısı görülür. Eğer kusmaya neden meydana geliyorsa beden suyla beraber daha çok miktarda sodyum kaybedeceği amaçlı belirtilerin şiddeti artabilir.

Tıptaki adı "hiponatremi" bulunan sodyum eksikliği mental sağlıkla yakından alakalıdır. Bedendeki bütün dokular hücre büyümesine karşı toleranslıdır fakat beyin dokusu sodyum eksikliği sebebiyle meydana gelen doku büyümesine karşı korumasızdır. Beyne tesirleri arasında baş ağrısı, uyuşukluk, yorgunluk ve zihin karışıklığı önce sıralarda gelir. Sodyum eksikliği uzunca müddetli devam ederse şuur kaybı ve komaya denli giden önemli rahatsızlıklara sebep olabilir.

Sodyumun düşmesi adale sisteminde de birtakım problemlere sebep olabilir. Sebebi belirlenemeyen adale kasılmaları, kramplar meydana gelebilir ve kaslarda kuvvet kaybı yaşanabilir.

Yazımızın en başında da belirttiğimiz benzeri sodyum eksikliğinde meydana çıkan belirtiler sodyum düzeyinin ne denli düştüğüne ve eksikliğin ne denli zamandır yaşandığına ilişkin olarak da değişebilir. Eğer sodyum seviyesi ağır ağır azalıyorsa riskli noktaya gelene denli rastgele bir bulguya yol açmayabilir. Birdenbire düştüğünde ise bir veya birkaç belirti birlikte görülebilir. Sodyum dengesizliğini düzeltmek amaçlı uyumlu rehabilitasyon başlatılmazsa belirtiler şiddetini arttırarak sürdürür. Bu problemin semptomları ise; halsizlik, kramplar, istifra, baş ağrıları, anlık beden ısısı ve tansiyon düşmesi, bunalım, asabiyettir. Eksikliğinde nabız ile alakalı bilgiler normal düzeyde değildir, birçok kez değişmektedir. Eksikliğini tam anlamıyla da anlayabilmek amaçlı sodyum testinin yanı sıra; üre, kreatin, ürik asit, şeker, böbrek, karaciğer, trigliserit ve tiroit testlerinin kesinlikle yaptırılması gereklidir. Sodyum ölçüsü 125 mg/l'den az ise aciliyetli olarak da hekime müracaat edilmelidir. Hiponatreminin sebep meydana geldiği birtakım sağlık sorunları vardır. Bunların birçoğu sinir ile alakalıdır ve en fazla miktarda sinir iletiminin meydana geldiği uzuv durum beynin çalışmasını çok negatif etkiler.