Sodyum, yemeklerde kullanılan tuzun %40'ını oluşturan, sağlık için oldukça önemli bir mineral türüdür. Sodyumun vücut fonksiyonları üzerindeki etkisi büyük olup, çekici bir tada sahiptir. Sodyum, vücutta kan basıncını düzenlemek, sinir ve kas sağlığını korumak için gereklidir. Ayrıca, vücudun pH seviyesi ve hidrasyon dengesini koruma fonksiyonlarına sahiptir ve bu sayede kas kasılmaları ve sinir gerginliklerini önler.

Vücutta sodyum eksikliği, böbrek ve kalp rahatsızlıkları başta olmak üzere, kan basıncının yükselmesine yol açabilir. Bu nedenle sağlığı korumak için sodyumun düzenli olarak alınması gerekir. Sodyumun en sağlıklı şekilde alınması için doğal yollar tercih edilmelidir. Bu nedenle, sodyum içeriği olan besinlerin tüketilmesi önerilir.

Sodyum, kas ve sinir sağlığı, böbrek ve kalp rahatsızlıkları başta olmak üzere genel vücut sağlığını koruyucu etkiye sahiptir. Bol miktarda sodyum, yüksek kan basıncına katkıda bulunur ve dolayısıyla kalp kasının kasılmasını kolaylaştırır. Ayrıca, besinlerin hücre içine taşınmasında görevi vardır. Bağırsaklar tarafından emilir ve böbreklerde tutulur. Sodyum eksikliğinde zihinsel zayıflık, baş dönmesi, düşük tansiyon, anne sütünde azalma, kas krampları, baş ağrısı, kilo kaybı, kusma, iştahsızlık, çarpıntı ve sıcağa dayanıksızlık gibi şikâyetler ortaya çıkabilir. Sodyum ihtiyacı geleneksel yemek tuzlarından karşılanabilir. Ayrıca, zeytin, peynir ve turşu gibi gıdalar tarafından da sodyum ihtiyacı desteklenebilir. Vücudun sıvı dengesini ayarlama özelliğine sahip olan sodyum, vücutta en çok bulunan mineral türüdür.

Normal kilolara sahip olan erişkin bireylerde günlük sodyum minerali gereksinimi 2-3 gram kadardır. Bu oran yaklaşık 5 gram tuzdan rahatlıkla karşılanabilir. Eğer ishal ve kusma gibi şikâyetler varsa, kaybedilen sodyum mineralini tekrar kazanmak için su ile bir miktar tuz alımı yapılmalıdır. İhtiyaç duyulan sodyum miktarı gebelik döneminde artış gösterir. Gebelerde artan ihtiyaç, hipertansiyon hastalarında tam tersi azalır.